11 Mayıs 2014 Pazar

http://www.soledebiyat.com

                                            Video Fotograf Makale Portalı

                                             http://www.soledebiyat.com

16 Nisan 2014 Çarşamba

http://www.soledebiyat.com


                                         http://www.soledebiyat.com


1 Nisan 2014 Salı

Yalova'da son durum ne

CHP Grup Başkanvekili ve Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Yalova'yı AKP'li adayın 1 oyla kazandığının iddia edilmesiyle başlayan tartışmalara son noktayı koydu. Odatv’ye konuşan Muharrem İnce, seçimi 28 oyla kazandıklarını söyledi.  
Yalova Belediye Başkanlığı’nı resmi olmayan sonuçlara göre AKP'li Yakup Koçal’ın 1 oy ile kazandığı açıklanmıştı. Daha sonra CHP tarafından oyların sisteme yanlış girildiği gerekçesiyle İl Seçim Kurulu’na itirazda bulunuldu. Yapılan itirazın YSK tarafından kabul edilmesiyle 124 sandıkta yeniden sayımın yapıldığını kaydeden İnce, “Şu ana kadar 78 civarında sandık sayıldı. Bir sıkıntı çıkacağını sanmıyoruz, arkadaşımız şu anda Belediye Başkanıdır.” dedi.

 

28 oyla önde olduklarını söyleyen CHP’li İnce, “Arkadaşlarımız çok ciddi tutanaklar tutmuşlar. Islak imzalı tutanaklar elimizde eğer bunlar olmasaydı seçimi masa başında bizden alacaklardı. Yalova sandığa sahip çıkmanın ne demek olduğunu Türkiye’ye göstermiştir” şeklinde konuştu.



İnce, günlerdir nöbette olduklarını hatırlatarak, sonuçlar açıklanmadan Yalova Adliyesi önünden ayrılmayacaklarını belirtti.





30 Mart 2014 Pazar

Siyasitçiler sandık başında

Milyonlarca kişi ile birlikte siyasetçiler de sandık başına gidiyor. Meclis Başkanı Cemil Çiçek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli CHP Ankara Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ve İşçi Partisi Ankara Mamak Belediye Başkan Adayı Nusret Senem ile Çankaya Belediye Başkan Adayı Hamit Zafer Kars oy verme işlemini tamamladı.




Türkiye'de milyonlarca yurttaş ile birlikte siyasetçiler de yerel seçimler için sandık başına gidiyor.

Meclis Başkanı Cemil Çiçek, oy vermek işlemini sabah erken saatlerde tamamladı. Çiçek oyunu Gölbaşı Şahin Sevin İlkokulu'nda kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara Anıttepe İlkokulu'nda oy verdi. 

CHP Ankara Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş Çankaya Hasan Özbay İmamhatip ortaokulunda oyunu verdi. 

İşçi Partisi Ankara Mamak Belediye Başkan Adayı Nusret Senem ve İşçi Partisi Çankaya Belediye Başkan Adayı Hamit Zafer Kars sabah erken saatlerde oy verme işlemini tamamladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da oy vermek için Arjantin İlkokulu'na gitti. 

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, saat 14.00'da Beşiktaş'taki Şair Nedim Ortaokulu'nda oy kullanacak.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya İlkokulu, Başbakan Tayyip Erdoğan, Saffet Çebi İlkokulu'nda oy kullanacak.

ulusalkanal.com.tr

29 Mart 2014 Cumartesi

Benim oyumla ne olur deme Bir çivi bir nalı bir nal bir atı bir at bir yiğidi bir yiğit bir memleketi kurtarır

Sana sesleniyorum AKP’li kardeşim

Ta­kıl­ma ya­zı­nın baş­lı­ğı­na
Yok “AK­P”­li de­mi­şim, yok “Ak Par­ti­li­” de­mi­şim.
Se­ni-be­ni bun­lar­la oya­lı­yor­lar.
Ben se­nin kar­de­şi­nim, as­lo­lan bu.
Çün­kü, or­tak yü­ce de­ğer­le­ri­miz var:
Türk Bay­ra­ğı…
İs­tik­lal Mar­şı…
Ve bu cen­net va­tan…
Mem­le­ke­ti­miz.
“Bir ipek ha­lı­ya ben­ze­yen bu mem­le­ket bi­zi­m”
Kim bu ül­ke­de sev­mez; Hz. Mu­ham­me­d’­i, Hz. İsa­’yı, Hz. Mu­sa­’yı ve Hz. Da­vu­d’­u…
Kim dil uza­ta­bi­lir; Fa­tih Sul­tan Meh­me­t’­e ve “Sa­rı­şın Kur­t” Mus­ta­fa Kemal Ataürk'e Kemal Kılıçdaroğluna Kı­za­bi­li­riz de se­ve­bi­li­riz de; II. Ab­dül­ha­mit de, Vah­det­tin de bi­zim ata­mız­dır. De­li İb­ra­him de ata­mız­dır, En­ver Pa­şa da…
Biz Os­man­lı­yız… Biz Sel­çuk­lu­yuz… Biz Gök­tür­k’­üz…
Biz Sa­ba­rız, Pe­çe­ne­ğiz, Kıp­ça­ğız, Ha­za­rız, Oğu­zuz, Uy­gu­ruz, Kır­gı­zız…
Biz akın­cı­yız, biz ser­den­geç­ti­yiz, biz til­be­yiz…
Biz Meh­met­çi­k’­iz…
552’de Gök­tür­k’­te biz var­dık.
1071’de Ma­laz­gir­t’­te biz var­dık.
1453’te İs­tan­bu­l’­da biz var­dık.
1526’da Mo­ha­ç’­ta biz var­dık.
1915’te Ça­nak­ka­le­’de biz var­dık.
1922’de Sa­kar­ya­’da biz var­dık.
1974’te Kıb­rı­s’­ta biz var­dık.
Biz hep var­dık, va­rız, var ola­ca­ğız.
He­pi­miz ay­nı geç­miş­ten gel­dik; ay­nı ge­le­ce­ğe yü­rü­yo­ruz.
Sa­na ses­le­ni­yo­rum AK­P’­li ca­nım kar­de­şim!
Du­yu­yor mu­sun?..
Biz kimiz
AK­P’­li ca­nım kar­de­şim!
Bu mem­le­ket bi­zim…
Mev­la­na­’sıy­la Ha­cı Bek­ta­şı­’y­la Ho­ca Ah­met Ye­se­vi­si­’y­le, Muh­yed­din Ara­bi­’y­le bu mem­le­ket bi­zim.
Biz Yu­nus Em­re­’yiz. Biz Kö­roğ­lu­’yuz. Biz Ni­ya­zi Mıs­ri­’yiz.
Da­da­loğ­lu­’yuz, Pir Sul­tan Ab­da­l’­ız, Nas­ret­tin Ho­ca­’yız.
Ka­ra­göz-Ha­ci­va­t’­ız. Ya da Ka­vuk­lu ile Pi­şe­kar.
Aşık Vey­sel de bi­zim, Boz­kı­rın Te­ze­ne­si Ne­şet Er­taş da.
Na­zım Hik­met de bi­zim; Ne­cip Fa­zıl da bi­zim.
O renk­li kı­ya­fet­le­riy­le Ze­ki Mü­ren unu­tu­la­bi­lir mi? O bü­yük ses­le­riy­le Mü­nir Nu­ret­tin ya da Ha­fız Bur­han…
Ze­ka­i De­de Efen­di de bi­zim, “bir baş­ka­dır be­nim mem­le­ke­ti­m” di­yen Ay­ten Alp­man da bi­zim.
Ho­ron da te­pe­riz, Zey­bek de oy­na­rız. Hı­zı­mı­zı ala­maz Ha­la­y’­a da du­ru­ruz.
Sel­vi Boy­lu Al Yaz­ma­lım ya da Ha­ba­bam Sı­nı­fı­’nı sey­ret­me­ye­ni­miz kal­dı mı? Ya İnek Şa­ba­n’­a gül­me­yen. Tey­ze­miz, ha­la­mız Adi­le Na­şi­t’­i, Mü­rüv­vet Si­m’­i çok öz­le­me­dik mi?
Baş da­va­sı ah­lak olan fi­lo­zof Nu­ret­tin Top­çu­’yu siz­den ya da biz­den di­ye ayı­ra­bi­lir mi­yiz? Ya Ce­mil Me­ri­ç’­i? Ke­mal Ta­hi­r’­i?
Or­han Ke­mal de bi­zim Pe­ya­mi Sa­fa da…
Hep­si biz de­ğil mi­yiz?
Han­gi­miz sev­me­yiz kö­pük­lü ay­ra­nı, su­bö­re­ği­ni, ke­ba­bı ya da bak­la­va­yı. Sım­sı­cak ek­me­ğin içi­ne han­gi­miz yağ sür­me­di?
Kah­ve içip fal bak­tır­ma­ya­nı­mız var mı?
Han­gi­miz ip at­la­ma­dı, to­paç çe­vir­me­di; han­gi­miz bir­dir­bir, kö­re­be, kö­şe kap­ma­ca oy­na­ma­dı?
Se­la he­pi­mi­zi de­rin­den et­ki­le­mez mi?
Han­gi­miz ya­nı­mız­dan gi­den ta­bu­ta omuz ver­me­di?
Bay­ram­da bü­yü­ğü­nün eli­ni öp­me­yen var mı?
Ra­ma­zan da bi­zim Mu­har­rem ayı da bi­zim de­ğil mi?
Pas­kal­ya, Pe­sah bu top­rak­la­ra ya­ban­cı mı?
10 Ka­sı­m’­a du­yar­sız ka­lı­na­bi­lir mi; 29 Eki­m’­e ya da bü­yük za­fe­ri­miz 30 Ağus­to­s’­a?
Hep­si bi­zim ma­te­mi­miz hep­si bi­zim bay­ra­mı­mız de­ğil mi?
Acı­lar da se­vinç­ler de bi­zi kar­deş et­me­di mi?
Sa­na ses­le­ni­yo­rum AK­P’­li ca­nım kar­de­şim!..
Du­yu­yor mu­sun?..
Kabul ediyorum
Evet…
Ken­di adı­ma ka­bul edi­yo­rum…
Se­nin yok­sul­lu­ğu­nun so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin iş­siz ol­ma­nın so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin kö­le gi­bi ça­lış­tı­rıl­ma­nın so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin evi­ne ha­ciz gel­me­si­nin so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin tar­la­nı-bah­çe­ni ipo­tek et­me­nin so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin oku­la gi­de­me­me­nin so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin ev­siz-bark­sız ya­şa­ma­nın so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin sü­rek­li da­yak ye­me­nin so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin te­ca­vü­ze uğ­ra­ma­nın so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin ta­til ya­pa­ma­ma­nın so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin ço­cu­ğu­na oyun­cak ala­ma­ma­nın so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin ağız do­lu­su gü­le­me­me­nin so­rum­lu­su be­nim.
Se­nin fe­la­ket­ler­le di­dik di­dik edil­me­nin so­rum­lu­su be­nim.
İti­lip-ka­kıl­ma­nın, hor­lan­ma­nın, aşa­ğı­lan­ma­nın, adam ye­ri­ne ko­yul­ma­ma­nın, so­rum­lu­su be­nim aziz kar­de­şim.
Hep­si­ni ka­bul edi­yo­rum…
60 yıl­dır ik­ti­dar ola­ma­sak da çek­tik­le­ri­nin tüm so­rum­lu­lu­ğu­nu üst­le­ni­yo­rum…
Fa­kat…
Ortak olma!
AK­P’­li ca­nım kar­de­şim…
Hem­şeh­rim…
Mem­le­ket­lim…
Bil­gi­siz in­sa­nı her­kes al­da­ta­bi­lir; sen ne al­dat, ne al­dan!
Vic­da­nı­nı din­le; kö­tü­lük­ten de­ğil, de­rin­li­ği olan iyi­lik­ten ya­na ol!
İn­ti­kam duy­gu­sun­dan vaz­geç; kin in­sa­nın ki­şi­li­ği­ni ke­mi­rir; onu yok eder.
Sa­na ya­kı­şa­nı yap; ru­hun­da­ki şö­val­ye­yi or­ta­ya çı­kar:
Hır­sız­lı­ğa or­tak ol­ma…
Evet kar­de­şim!
Sen­den tek is­te­di­ğim; hır­sız­lı­ğı ka­bul et­me­di­ği­ni gös­ter­men!
İde­olo­ji­le­ri-si­ya­se­ti tar­tı­şı­rız; ya­pı­lan ic­ra­at­la­rı öve­riz ya da ye­re­riz; iyi­yi-gü­ze­li yi­ne de bu­lu­ruz.
Bel­ki ha­ta ya­pa­rız; ka­fa­mı­zı du­va­ra vu­ru­ruz. Ama yi­ne kal­ka­rız, yi­ne el ele ve­ri­riz; doğ­ru­’dan ada­le­t’­ten ya­na bir ha­yat için mü­ca­de­le ede­riz.
Hep­si bi­ze/in­sa­na/Ana­do­lu­’ya öz­gü­dür.
Ama…
Hır­sız­lı­ğa or­tak ol­mak, aşa­ğı­lan­ma­yı ka­bul et­mek­tir.
Bal gi­bi bi­li­yor­sun, çal­dı­lar! Hır­sız­lar!
Se­ni in­san­lık­tan çı­kar­ma­la­rı­na izin ver­me.
Aşi­ka­rı gi­zem­li; sı­ra­da­nı yü­ce gör­me.
Kar­de­şim!
Hır­sız­lı­ğı red­det!
Bu kan­la yı­kan­mış na­mus­lu top­rak­la­ra bu iyi­li­ği yap.
Bu ül­ke­nin şan­lı ta­ri­hi­ne göl­ge dü­şür­me.
Ah­lak­sız­lı­ğa yol ver­me.
AK­P’­li inanç­lı dos­tum…
Ba­na inan­mı­yor­san Ku­r’­an-ı Ke­ri­m’­i oku:
“Siz dö­nün de ba­ba­nı­za de­yin ki: Ey ba­ba­mız! İnan ki, oğ­lun hır­sız­lık yap­tı. Biz an­cak bil­di­ği­mi­ze şa­hit­lik edi­yo­ruz. Yok­sa gay­bın bek­çi­le­ri de­ği­liz.”
AK­P’­li kar­de­şim!
Pa­zar gü­nü san­dık ba­şın­da Al­lah ile baş­ba­şa­sın.
Yu­suf Su­re­si­’ni unut­ma.
Hır­sız­lı­ğı onay­la­ma!
Gü­na­ha or­tak ol­ma!
Ken­di­ne ya­kı­şa­nı yap…
Hiç de­ğil bir kez ol­sun, AK­P’­ye oy ver­me­ye­rek uyar!
Soner Yalçın

AKP'nin Sır Gibi Sakladığı Anket

Twitter'daki "oyyokhırsıza " adlı hesabından sızdırılan anketin AKP tarafında yaptırıldığı ancak ortaya çıkan şok sonuçlar nedeniyle kamuoyu ile paylaşılmadığı iddia edildi. İşte hem il il hem de Türkiye bazında AK Parti'nin dibe vurduğu o anket.



Ulusal güvenlik

"Yabancılara şakır şakır toprak satılması için kanun çıkarmak, mayın temizleme ayağıyla Suriye sınırını boydan boya el âleme vermeye kalkışmak, iki milyon Suriyeliyi topraklarımıza sokmak, ulusal güvenlik sorunu değil…
İki tane Suriyelinin Suriye’deki toprağımıza girmesi, ulusal güvenlik sorunu öyle mi?"

Yılmaz Özdil

28 Mart 2014 Cuma

Yılmaz Özdil

Sana gelince usta.
Hatırlanmak bile istenmeyeceksin.
Yatacak yerin yok, bilesin.
Tükürmesinler diye mezar taşına, toma bekleyecek başında

Ömer Hayyam


Kendi içmez, içeni kınamaya bayılır
Yüzünden aldatmaca, sahtekârlık yayılır
Şarap içmiyor diye, kasılıp gezer ama;
Yedikleri yanında şarap meze sayılır.

20 Mart 2014 Perşembe

TWİTTER KAPATILDI



Cumhuriyet'in haberine göre, Kablonet, twitter'ı ilk kapatan internet sağlayıcı oldu. Kablonet'ten twitter'a bağlanmak kullanıcılar, "Bu sitenin (twitter.com) hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 20/03/214 tarih ve sayılı kararına istinaden Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından koruma tedbiri uygulanmaktadır" bilgilendirmesiyle karşılaştılar.

İşte http://eekg.tib.gov.tr/ sitesinde twitter.com yazıldığında gelen yasak kararları.


16 Mart 2014 Pazar

Çanakkale Geçilmez Belgesel 1915 Tek Parça İzle

                                         Çanakkale Geçilmez Belgesel 1915 Tek Parça İzle

'İstanbul Trafiği Kademeli Olarak Çözülecek'



Afet yönetiminde siyaset üstü bir işbirliği sağlanacak.

Uluslararası koordinasyon şimdiden planlanacak.

Lojistik, koordinasyon ve operasyon hayati önemde olacak.

Mevcut riskler derhal azaltılacak.

Binaların güçlendirilmesi için süratle fon sağlanacak.

Okullarımız ve kamu binalarımıza öncelik verilecek.

"Afet sonrasında nerede toplanacağız, ekmeğimi nereden alacağım, suyumu nereden temin edeceğim,

haberleşmeyi nasıl yapacağım, ulaşım nasıl sağlanacak" gibi onlarca hayati sorunun yanıtını tüm İstanbullular

bilmek zorunda.

Yüreklerde deprem korkusu kalmayacak!

Deprem korkusunun yerini bilinç ve tedbir alacak.

İstanbul, İstanbullular rahat yaşasın diye gelişecek, güzelleşecek, problemlerinden teker teker kurtulacak.

Ahmet Kural


                                Ahmet Kural (10 Kasım 1982, Kütahya), Türk oyuncu.

Yaşam öyküsü

10 Kasım 1982 tarihinde emniyet müdürü babasının görev yeri olan Kütahya'da dünyaya geldi. Konservatuvarda okuyan ablasının etkisiyle oyuncu olmaya karar veren Kural, lise yıllarında tiyatro çalışmalarına katıldı, Selçuk Üniversitesi'Radyo televizyon sinema bölümünü bitirdi ve Bilkent üniversitesinde master yaptı Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde oyunculuk eğitimi aldı.[1]
Eğitimine devam ettiği sırada Levent Kırca-Oya Başar Tiyatrosu kadrosuna dahil oldu. Tiyatro çalışmaları sürerken Fikrimin İnce Gülü adlı dizi ve TRT'de yayınlanan Evimin Erkeğiadlı dizilerde aldığı rollerle televizyonda görünmeye başladı. Ardından Gazi adlı dizide başrol oynamaya başladı ancak rating'lerin düşük olması nedeniyle dizi 19. bölümden sonra yayından kaldırıldı.[1][2] Aynı yıl içinde Güneşin Oğlu adlı sinema filminde Haluk BilginerKöksal EngürHümeyra ve Özgü Namal ile birlikte rol aldı. Ardından Ramazan Güzeldir adlı dizinin bir bölümünde oynadı.[1]
2010 yılında Selçuk Aydemir'in yönettiği Çalgı Çengi adlı sinema filminde Murat Cemcir ile başrolde oynadı. 28 Haziran 2012 tarihinde Star TV'de yayınlanmaya başlayan İşler Güçler adlı dizinin başrollerini Murat Cemcir ve Sadi Celil Cengiz ile paylaşmıştır.[1][2] Daha sonra Düğün Dernek adlı sinema filminde de Murat Cemcir'le başrolleri paylaştı.
Günümüzde ise, ilk bölümü 13 Şubat 2014 tarihinde yayınlanan Kardeş Payı dizisinin başrolünü Murat Cemcir ile paylaşmaktadır.

Tiyatro

Levent Kırca&Oya Başar Tiyatrosu

  • Ateşin Düştüğü Yer
  • Gereği Düşünüldü

Müjdat Gezen Sanat Tiyatrosu

  • Adı Menekşe

Dizi ve Filmlerdeki Rolleri

YılDizinin veya Filmin AdıOynadığı Rol
2014Kardeş PayıMetin Özdemir
2013Düğün DernekTüpçü Fikret
2012-2013İşler GüçlerKendisi (Ahmet Kural)
2012Behzat Ç.Çalgıcı Gürkan (60. Bölümde konuk oyuncu)
2011Üsküdar'a GiderkenKasap Hasip
2010-2011Elde Var HayatMetin
2010Çalgı ÇengiGürkan
2009Ramazan GüzeldirMafya (21. Bölümde konuk oyuncu)
2009Bir Bulut OlsamHarun Öğretmen
2009KahramanlarSerkan
2008GaziFırat Kalender
2007Evimin ErkeğiKapıcı Reco
2007Fikrimin İnce GülüSavaş

15 Mart 2014 Cumartesi

Uğur Dündar



Uğur Dündar (d. 28 Ağustos 1943, İstanbul[1]), Türk gazetecihaber programcısı.

Hayatı 

Dündar, 1 Ocak 1943'te İstanbul'da doğdu. Lise öğrenimini Vefa Lisesi'de tamamladı. Ardından İstanbul Üniversitesi İktisat FakültesiGazetecilik Enstitüsü'nden mezun oldu.
Yasemin Baradan Dündar ile evlendi ve 3 çocuğu oldu.

Kariyeri 

1970 yılında TRT tarafından açılan bir sınavı kazandı ve televizyon yapımcısı olarak çalışmaya başladı. ve Resmî Gazete yazarı oldu. Aynı yıl içinde İngiltere'de BBC'nin "Televizyonda Yapım-Yönetim" kursuna katıldı. Türkiye'ye döndükten sonra TRT'de yapımcı, yönetmen ve sunucu olarak değişik televizyon programlarına imza attı.
TRT'de 19 yılı aşkın süreyle çalıştı. 1986 yılında Hürriyet yazarı olan Uğur Dündar Türkiye'de araştırmacı televizyon gazeteciliğini başlatan kişidir.
1992 yılında Show TV'ye geçen Uğur Dündar, 1994 yılında HürriyetAydın Doğan'a satılmasından sonra, 1995'te Show TV'ye veda edipKanal D'ye geçti. 2000 yılında Show TV'ye geri dönüp Star TV'ye geçti. Star TV'de Haber Genel Yayın Yönetmeni oldu. ve Star TV'ye geçtikten sonra Star yazarı oldu. 2001 yılında ise Kiss TV ve Sabah Gazetesi'nde çalıştı. 2002 yılında atv'ye geçip tekrar Star TV'ye geçerek Star yazarı tekrar oldu. Ardından tekrar Kanal D'ye geçti. 2004 yılında CNN Türk ile ortak yayın yapmıştır.
2008 yılında Uğur Dündar son olarak Star Haber Genel Yayın Yönetmenliği görevini sürdürdü ve ana haber bülteni sundu. 2010 yılında yeniden Hürriyet'e çalıştı.
Bugüne kadar sayısız programa imza atan Uğur Dündar haber programı Arena'nın genel yönetmenliğini yaptı. Yıllardır ülkenin gündemini takip eden Arena programıyla sayısız ödülün sahibi oldu.
2011 yılında Star TVDoğuş Grubu'na satıldıktan sonra Star TV'ye veda etti.
Ayrıca İstanbul Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi'nde "Televizyon Programcılığı" derslerinde lisansüstü hocalık yaptı.
2012 yılında kısa bir süre Milliyet'e geçti. sonrada arkadaşı Emin Çölaşan tarafından Sözcü'ye geçti.
Halen Sözcü Gazetesi'nde köşe yazarlığı yapmaktadır. Mart 2013'te başladığı Artı Bir Tv'de kısa bir dönem ana haber bülteni sundu.
Halen Halk TV'de Halk Arenası programını hazırlayıp sunmaktadır.

Rol aldığı filmler veya diziler 

Uğur Mumcu



Uğur Mumcu (d. 22 Ağustos 1942, Kırşehir - ö. 24 Ocak 1993, Ankara), Türk gazeteciaraştırmacı ve yazar. 24 Ocak 1993'teAnkara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konulan bombanın patlaması sonucu suikaste kurban giderek yaşamını yitirmiştir.

Yaşamı 

Ailesi 

Annesi Nadire Hanım, babası Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey idi. Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 tarihinde, Kırşehir'de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu.
Eşi Şükran Güldal Mumcu (Homan) ile olan evliliğinden bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) olmuştur.
Uğur Mumcu anısına ailesi tarafından Ekim 1994'te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur.
Eşi Şükran Güldal Mumcu, 23. Dönem TBMM'ye İzmir Milletvekili olarak girmiş ve halen TBMM Başkanvekilliği görevini yürütmektedir.
Ağabeyi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Ceyhan Mumcu'nun Uğur Mumcu ile ilgili röportajlarının bir kısmı Kardeşim Uğur Mumcu adıyla bir kitapta toplanmıştır.

Eğitim yaşamı 

İlk ve orta okulları Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'nde okuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. 1961'de başladığı üniversite eğitimini avukat olmak üzere başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde 1965'te tamamladı. Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü'nü aldı. 1963'te fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta'nın asistanı olarak çalıştı.[1]

Askerlik dönemi 

Askerliğini yapmaya hazırlandığı sırada 12 Mart döneminde bir yazısında kullandığı "ordu uyanık olmalı" sözleriyle, "orduya hakaret etmek" ve "sosyal bir sınıfın öteki sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmak" suçunu işlediği iddasıyla gözaltına alındı. Mamak Askeri Cezaevi'nde pek çok aydınla birlikte bir yıla yakın kalan Mumcu, bu davadan dolayı 7 yıl hapse mahkûm edildi. Fakat bu karar Yargıtay tarafından bozuldu ve Mumcu serbest bırakıldı. Bu olaydan sonra askerliğini yedek subay olarak yapması gerektiği halde, 1972-1974 yılları arasında Ağrı'nın Patnos ilçesinde, resmi tanımıyla "sakıncalı piyade eri" olarak tamamladı. Patnos'ta, ağır koşullar altında askerliğini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri yüzünden mide kanaması geçirdi.

Gazetecilik dönemi 

Yeni Ortam gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975’ten itibaren Cumhuriyet’te 'Gözlem' başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansı'nda çalışmaktaydı. 1975’te Mart dönemini sergilediği makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler adlı kitabını yayınladı. Aynı yıl, Altan Öymen' le birlikte hazırladıkları,Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel'in hayali mobilya ihracatını konu edinen, Mobilya Dosyası adlı kitabı yayınlandı.
1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. "Gözlem" başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 1977’de Sakıncalı Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitapları yayımlandı. Ertesi yıl, Sakıncalı Piyade adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosu tam 700 kere sahneledi.1978’de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı Büyüklerimiz yayımlandı.
1981’de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı. Aynı yıl, Mehmet Ali Ağca'nın Papa'yı öldürme girişiminden sonra Ağca üzerine inceleme ve araştırmalarını yoğunlaştırdı.
Türkiye'de terör olaylarının artması nedeniyle 1979 yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılamayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmaz Sokak’ı yayımladı. 1982’de Ağca Dosyası, ardından Terörsüz Özgürlük adlı makale derlemesi yayımlandı. 1983 yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. 1984 yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan, ancak Kenan Evren'in imzalayanları "vatan hainliği" ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar Dilekçesi'nin hazırlanmasına katıldı; 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; Papa-Mafya-Ağca kitabını yayımladı.
1987’de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları; 1991’de en önemli araştırmalarından biri olan Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925 yayımlandı.
1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet gazetesi çalışanı ile birlikte gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kaldı. 1 Şubat - 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet Gazetesi'nde yazan Mumcu, Cumhuriyet Gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü.
Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihinde "Mossad ve Barzani" isimli bir yazı yazdı. Bu yazısında BarzaniCIA ve Mossad arasındaki bağlantılara değindi ve yazısını şöyle bitirdi:
"Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD'ın Kürtler arasında?" "Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi?"
8 Ocak 1993 tarihli Cumhuriyet Gazetesindeki Ültimatom başlıklı yazısında ise yakında yayınlayacağı kitabında istihbarat örgütleri ile Kürt milliyetçileri arasındaki bağlantıları açıklayacağını yazmıştı. Kardeşi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ceyhan Mumcu, cinayetten önce Uğur Mumcu'nun İsrail elçisiyle görüşme yaptığını basına gönderdiği açıklamada yazmıştı. Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmeden önce polis-mafya-siyaset ağının derin boyutlarını araştırmaktaydı. Öldürülme sebebi olarak Abdullah Öcalan'ın bir müddet MİT için çalıştığını araştırması iddia edilmektedir.[2][3]

Suikast 

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'da Karlı Sokak'taki evinin önünde, arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikaste kurban giderek yaşamını yitirdi.[4]Suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin ise süpürgeyle süpürüldüğü iddia edilmiştir.[5]
Suikasti; İslami HareketİBDA-CHizbullahPKK gibi örgütler üstlendi.[6] Suikastin arkasında Mossad'ın ve kontrgerilla'nın olduğu da iddia edilmiştir. Ergenekon Davasısanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamede yer alan ifadesinde, Mumcu'nun seri numarası silinmiş ve şu an Irak Devlet Başkanı olan Kürdistan Demokratik Partisi lideri Celal Talabani'ye götürülen silahlarla ilgili araştırması nedeniyle öldürüldüğünü iddia etti.[6] Ayrıca ağabeyi Ceyhan Mumcu kendi yaptığı araştırmada ölümüne yakın bir süre içerisinde Mossad ve Barzani ilişkisi ortaya çıkınca İsrail büyükelçisinin ısrarla kardeşi Mumcu'yla birebir olarak görüşmek istediği, ancak Uğur'un tek görüşmeyi kabul etmemesine rağmen görüşmenin yapıldığını belirtmiştir.[7]
Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'yu ziyaretleri sırasında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, "cinayeti çözmenin, devletin namus borcu olduğu"nu belirterek adeta namus sözü verdiler (1993). Suikastin failleri yakalanamamıştır.[6]

Ödülleri 

  • 1962 Yunus Nadi Ödülü ("Türk Sosyalizmi" başlıklı makalesiyle)
  • 1979 Türk Hukuk Kurumu Yılın Hukukçusu Ödülü
  • 1979 Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Gazetecisi Ödülü
  • 1980 & 1987 Sedat Simavi Vakfı Kitle Haberleşme ve Gazetecilik Ödülü
  • 1980, 1982 & 1992 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (inceleme dalında)
  • 1983 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (röportaj ve seri röportaj dalında)
  • 1984, 1985 & 1987 Nokta Dergisi Yılın Doruktaki Gazetecisi Ödülü
  • 1987 İstanbul Gazeteciler Cemiyeti Ödülü (güncel yazılar dalında)
  • 1987 Cumhuriyet Gazetesi Örnek Gazeteci Ödülü (Rabıta Olayı dolayısıyla)
  • 1988 Cumhuriyet Gazetesi Bülent Dikmener Haber Ödülü
  • 1993 Nokta Dergisi Doruktakiler Basın Onur Ödülü
  • 1993 Gazeteciler Cemiyeti Basın Özgürlüğü Ödülü

Eserleri 

  • Mobilya Dosyası (1975)
  • Suçlular ve Güçlüler (1975)
  • Sakıncalı Piyade (1977)
  • Bir Pulsuz Dilekçe (1977)
  • Büyüklerimiz (1978)
  • Çıkmaz Sokak (1979)
  • Rabıta (1979)
  • Tüfek İcad Oldu (1980)
  • Silah Kaçakçılığı ve Terör (1981)
  • Söz Meclisten İçeri (1981)
  • Ağca Dosyası (1982)
  • Terörsüz Özgürlük (1982)
  • Papa-Mafya-Ağca (1984)
  • Sakıncasız (1984)
  • Devrimci ve Demokrat (1985)
  • Liberal Çiftlik (1985)
  • Aybar ile Söyleşi (1986)
  • 12 Eylül Adaleti (1987)
  • İnkılap Mektupları (1987)
  • Bir Uzun Yürüyüş (1988)
  • Tarikat-Siyaset-Ticaret (1988)
  • 40'ların Cadı Kazanı (1990)
  • Kazım Karabekir Anlatıyor(1990)
  • Kürt İslam Ayaklanması 1919-1925 (1991)
  • Gazi Paşa'ya Suikast (1992)
  • Kürt Dosyası (1993)
  • Katiller Demokrasisi (1997)
  • Saklı Devletin Güncesi "Çatlı vs." (1997)
  • Gazetecilik (1998)
  • Polemikler (1998)
  • Uyan Gazi Kemal (1998)
  • Bu Düzen Böyle Mi Gidecek? (1999)
  • Söze Nereden Başlasam (1999)
  • Bomba Davası ve İlaç Dosyası (2000)
  • Unutmayalım, Unutturmayalım (2003)
  • Eğilmeden Bükülmeden (2004)
  • Kır Çiçekleri (2004)
  • Türk Memet Nöbete (2004)
  • Dost Yüzlerde Zaman (2005)
  • Çocuklar İçin (2009)
  • İsterler ki Susalım (2011)
  • Beyaz melek (2011)